Radar Cezalarında Şok Fark! Ünlü Ekonomist Yalan Söylemiyor!

Türkiye'de sürücüler, son zamanlarda radar kaynaklı cezalarda artış yaşamaktadır. Peki bunun arkasındaki nedenler neler? Ünlü ekonomist Alaattin Aktaş, güncel durumu değerlendirerek dikkat çeken ayrıntıları paylaştı. Radar cezaları hakkındaki çarpıcı gerçekleri keşfedin!

Radar Cezalarında Şok Fark! Ünlü Ekonomist Yalan Söylemiyor!

Son zamanlarda yollarda sayıları artan radar cihazları, trafik ceza furyası ve "her 30 kilometrede bir radar" konusundaki tartışmalar pek çok insanı çileden çıkarmış durumda. Peki, bu ceza yağmurunun gerçek kaynağı yalnızca trafik güvenliği mi? Tanınmış ekonomist Alaattin Aktaş, paylaştığı verilerle tartışmalara yeni bir boyut kazandırarak bu "gizli gerçeği" ifşa etti. Aktaş’a göre, meselenin derinliği, ceza yazma eyleminden çok daha fazlasını içeriyor: Devletin tahsil edemediği milyarlarca lira büyüklüğünde bir "kara delik".

İşte O Tablo: Milyarlarca Liralık Tahsilat Sorunu

Herkesin fark ettiği ceza artışı, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın verileri incelendiğinde adeta bir çığ gibi büyüyor. Alaattin Aktaş’ın dikkat çektiği tablo, durumu net bir biçimde ortaya koyuyor:

Ceza Yazma Rekoru: 2021 yılında 14 milyar TL olarak kaydedilen toplam ceza (tahakkuk), 2024’te 72,1 milyar TL’ye yükselmiş. 2025’in yalnızca ilk dört ayında ise bu rakam şimdiden 53,6 milyar TL’ye ulaşmış durumda!

Asıl Sorun: Alınamayan Tutar: Cezalar artarken, devletin tahsil edemediği meblağ da giderek büyümekte. 2024 sonundaki 28,5 milyar TL’lik alınamayan ceza, 2025’in ilk dört ayında tam 32,4 milyar TL'ye ulaşan dev bir "kara delik" haline gelmiş.

Çöken Tahsilat Oranı: En çarpıcı veri, tahsilat oranındaki düşüş. 2024 yılında yazılan cezanın %60’ı tahsil edilirken, 2025’in ilk dört ayında bu oran %39,6’ya gerilemiş durumda! Yani, devletin yazdığı her 100 TL'lik cezanın sadece 40 TL’sini kasasına koyabilmiş olması dikkat çekici.

whatsapp-image-2025-06-06-at-12-43-17.jpeg

Aktaş'ın Teşhisi: Yeni Radarlar Tahsilat Açığını Kapatıyor mu?

Bu noktada Alaattin Aktaş, kritik bir soru yönelterek tüm denklemi değiştirmiş oluyor:

"Maharet, sadece çok sayıda trafik cezası kesmekte değil... Asıl ustalık, trafik güvenliğini artıracak şekilde ceza yazmak ve ardından bu cezaları tahsil etmektir. Yazılan cezanın yarısını bile toplayamayan kurumlar, kendilerini hiç sorguluyor mu? Yoksa cezanın yarısını toplayabildikleri için mi farklı yöntemlere başvuruluyor?”

Aktaş’ın bu yorumu, bir iddadan öte, aslında bir teşhis niteliği taşımakta. Vatandaşların "tuzağa düşürüldükleri" görüşünü savunduğu yeni nesil "Radarsan"lar, sürekli değişen hız sınırları ve artan denetimler, gerçekten de trafik güvenliğinden çok, tahsil edilemeyen milyarlarca liralık açığı kapatmak için bir adım olabilir mi? Devlet, elde edemediği 32,4 milyar TL'yi, yeni ceza uygulamalarıyla telafi etmeye mi çabalıyor acaba?

Vatandaşın İsyanı ve Bakanlığın Savunması Geçersiz mi?

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın "Vatandaşlarımıza tuzak kurmuyoruz, amacımız güvenliği artırmak” şeklindeki açıklamaları, bu tablo karşısında ki değerini kaybediyor. Vatandaş, yollarda ceza kesmek için bir av döneminin başladığını hissederken, Aktaş’ın paylaştığı veriler bu hissin arkasında yatan somut bir "tahsilat krizi" olabileceğini gözler önüne seriyor.

yeni-proje-2025-06-06t132616-389.jpg

Sonuç olarak, yollardaki gerginliğin yalnızca bir güvenlik politikası ile ilgili olmadığı, aynı zamanda ciddi bir kamu maliyesi sorunu barındırabileceği düşünülmekte. Alaattin Aktaş’ın belirttiği gibi, esas "ustalık"; adil, caydırıcı ve en önemlisi uygulanabilir bir sistem geliştirmekte yatıyor. Tahsilat oranının %40’lara düştüğü bir sistemin, yeni ceza uygulamalarıyla kendini finanse etmeye çalışması ise kamunun vicdanında "adalet" algısını değil "tuzak" imasını pekiştirmekten başka bir amaca hizmet etmemekte.