Bilim Dünyasından Önemli Keşif: Genetik Yapı Bazı İnsanları Sigara Bağımlılığından Koruyor!
Sigara bağımlılığına dair genetik araştırmalar, dünya genelinde birçok insanın nikotini yavaş bir şekilde metabolize ettiğini ve dolayısıyla bu alışkanlığın etki alanında kalabileceğini gösteriyor. Nikotin metabolizmasındaki genetik farklılıklar, bağımlılık riski ve sigarayı bırakma sürecindeki başarı oranlarını doğrudan etkiliyor.

Bilim adamları, sigara bağımlılığının yalnızca kişinin iradesine bağlı olmadığını uzun bir süredir bilmektedir. Son yıllarda gerçekleştirilen genetik analizler ise bu bağımlılığın biyolojik altyapısı hakkında daha geniş ve ilginç bir bakış açısı sunuyor: Dünya genelindeki bireylerin yaklaşık %16 ile %25'inin, nikotini metabolize eden belirli enzimlerdeki genetik farklılıklar yüzünden sigaraya bağımlı olmasını istemesine rağmen olamıyor.
CYP2A6 GENİ: NİKOTİNİMİZİ BELİRLEYEN ANAHTAR
Nikotinin vücut içinde parçalanmasında önemli rol oynayan enzim, karaciğerde bulunan CYP2A6’dır. Ancak bu enzimi kodlayan gende meydana gelen bazı varyantlar, nikotinin metabolizmasını yavaşlatmakta, hatta bazı kişilerde neredeyse tamamen engellemektedir. Bu genetik değişiklikler bireyler arasında farklılık gösterirken, özellikle Doğu Asya ve Afrika kökenli insanlarda daha yaygın bir şekilde görülmektedir.
Örneğin, CYP2A6*4 olarak adlandırılan ve enzimin işlevini tamamen ortadan kaldıran bir alel, Japon toplumunda yaklaşık %20 oranında bulunmaktadır. Bu varyanta sahip bireyler, nikotini yavaş olarak metabolize ettikleri için bağımlılık yapacak dozlara daha az maruz kalıyorlar. Sonuç olarak, bu bireyler sigaradan yeterince “ödül” elde edemiyor ve bununla birlikte sigara içmeye karşı doğal bir direniş gösteriyorlar.
GENETİK OLARAK KORUNAN BİR AZINLIK
Küresel çapta gerçekleştirilen kapsamlı epidemiyolojik çalışmalar, CYP2A6 geninde işlev kaybı yaratan varyantlara sahip bireylerin daha az sigara içtiğini ve nikotin bağımlılığına karşı oldukça dirençli olduğunu ortaya koymuştur. Hatta bazı bilimsel araştırmalar, bu bireylerin sigara bırakma programlarından daha iyi sonuçlar aldığını ve nikotin yerine koyma tedavilerine daha olumlu yanıt verdiklerini göstermektedir.
Ayrıca, nikotinik reseptörleri kodlayan CHRNA5 gibi genlerdeki değişikliklerin de sigaraya karşı duyarlılığı artırdığı bilinmektedir. Örneğin, CHRNA5 genindeki rs16969968 varyantı, kişilerin nikotinden daha fazla zevk almasına ve bu vesileyle bağımlılığa daha yatkın hale gelmelerine sebep olabiliyor. Bu bağlamda, genetik miras, sigara ile olan ilişkinin niteliğini belirleyen önemli bir unsur olarak karşımıza çıkıyor.
MODERN TIPTA YENİ HORIZONTA: BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ SİGARA BIRAKMA YAKLAŞIMLARI
Bu genetik bilgiler, sigara bırakma programlarında önemli bir değişim yaratmaktadır. Nikotini hızlı bir şekilde metabolize eden kişilerin, bağımlılığı sürdürebilmek için daha sık sigara içme eğiliminde olduğu, buna karşın yavaş metabolize edenlerin daha az sigara ile yetinebileceği bilinmektedir. Dolayısıyla, bir bireyin nikotin metabolizma profili, bağımlılık riski tahmin etmenin ötesinde kişiselleştirilmiş tedavi yöntemleri geliştirmek için de bir fırsat sunmaktadır.
Bugün bazı klinikler, hastalarına genetik testler uygulayarak onların nikotin metabolizma hızını belirlenmekte ve tedavi planlarını bu değerlere göre oluşturmaktadır. Hızlı metabolize eden bireyler için daha güçlü nikotin replasmanları veya farmakolojik destek önerilirken, yavaş metabolize edenler için daha düşük dozlar yeterli olabilmektedir.
İRADE Mİ, GENETİK Mİ?
Bu bilimsel araştırmalar, sigara bağımlılığını bir irade zayıflığı ya da ahlaki bir eksiklik olarak değerlendiren yaygın bakış açısını sorgulamamıza imkan tanıyor. Nikotin bağımlılığı, yalnızca çevresel faktörlerle değil aynı zamanda kalıtsal etkenlerle de şekillenen karmaşık bir süreçtir. Bazı insanlar genetik olarak nikotine karşı daha savunmasızken, bazıları istemeden de olsa sigaraya bağımlı olamayacak kadar “biyolojik direnç” göstermektedir.