21 Mart 2025 Cuma Hutbesi Konusu Belli Oldu! Diyanet'in Bu Haftaki Mesajı Nedir?

Cuma hutbesinin bu haftaki konusu açıklandı. 21 Mart'da okunacak hutbe, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayınlandı. "İnfak ve Kur'an Ayı Ramazan" başlıklı hutbede, Ramazan'ın son dönemlerinin ibadet, düşünce, tövbe, hamd, şükür, dua ve zikirle geçirilmesinin önemi vurgulandı. 21 Mart 2025 Cuma hutbesinin konu ve metnini inceleyin.

21 Mart 2025 Cuma Hutbesi Konusu Belli Oldu! Diyanet'in Bu Haftaki Mesajı Nedir?

21 Mart Cuma hutbe metni ve konusu yayımlandı. Diyanet İşleri Başkanlığı, bu haftaki hutbenin temasını "İnfak ve Kur'an Ayı Ramazan" olarak belirledi. Bugün, 81 ildeki tüm camilerde okunacak hutbede, "Ramazan-ı Şerif'in son on günündeyiz. Bu günler, itikâf günleridir. Hz. Âişe validemiz, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in Ramazan’ın son on gününde itikâfa girdiğini ve Kadir Gecesi'ni bu günlerde aramamız gerektiğini bildirmiştir." ifadelerine yer verildi. İşte, 21 Mart 2025 Cuma hutbesinin tam metni…

İNFAK VE KUR’AN AYI RAMAZAN

Değerli Müslümanlar!

Ramazan-ı Şerif'in son on günündeyiz. Bu özel dönem, itikâf günleri olarak kabul edilmektedir. Hz. Âişe validemiz, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in Ramazan’ın son on gününde itikâfa girdiğini ve Kadir Gecesi'ni bu zaman diliminde aramamız gerektiğini bizlere bildirmiştir. İtikâf, Ramazan ayının sünnetlerinden biridir. Bu günleri, ibadet, tefekkür, istiğfar, dua ve zikirle geçirerek kulluk vazifemizi yerine getirme fırsatını bulmuş oluyoruz.

Aziz Müminler!

Bir zamanlar Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in amcası Hz. Abbas’ın oğlu Abdullah (r.a), Mescid-i Nebevî'de itikâfa girmişti. O esnada, üzgün bir adamın mescide girdiğini görmüş ve bu kişinin borcunu ödeyememesi nedeniyle üzgün olduğunu duymuştur. Abdullah (r.a), "Senin adına borcunu erteleyen kişiyle konuşayım." diyerek mescitten ayrılmıştır. Bunun üzerine o adam, "Ey Abdullah! İtikâfta olduğunu unutmadın mı?" dediğinde, Abdullah (r.a), "Peygamber Efendimiz (s.a.s)’den, 'Bir Müslümanın ihtiyacını karşılamak, onun için on senelik itikâftan daha faziletli bir iştir' dediğini işittim." demiştir.

Kıymetli Müslümanlar!

Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in bize öğrettiği ilkelerden biri yardımlaşma bilincidir. Bu bilincin güçlendirilmesindeki en temel unsur ise infaktır. İnfak; Allah’ın rızasını kazanma amacıyla O’nun bahşettiği maddi ve manevi olanakları paylaşmak demektir. İyiliğin yayılması ve kötülüklerin ortadan kaldırılması için çaba sarf etmektir. Sevinçlerimizi paylaşarak çoğaltmak, birbirimizin yaşamına umut ve neşe katmaktır.

Değerli Müminler!

İyiliklere ulaşmanın anahtarı infaktan geçmektedir. Yüce Rabbimiz, "Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda infak etmedikçe iyiliğe asla eremezsiniz. Her ne infak ederseniz Allah onu bilir." buyurarak, bu konuda dikkate alınması gereken bir gerçeği işaret etmektedir. Her Müslüman, kadın, erkek, büyük, küçük, zengin, fakir fark etmeksizin mutlaka bir infak yolunu bulabilir. Bu nedenle, zekât ve sadakalarımızı ihtiyaç sahipleriyle paylaşmanın yanı sıra, ailemize sevgimizi, çocuklarımıza merhametimizi, ebeveynlerimize sıcak bir gülümsememizi göstermekte bir infaktır. İnfak; yakınlarımıza ve komşularımıza ikramda bulunmak, yetimlere, öksüzlere destek olmaktır. Bazen hastaneleri ziyaret etmek, huzur evlerine gitmek, kardeşlerimize şefkatle yaklaşmak da infakın bir parçasıdır. Kimisi, ihtiyaç sahiplerinin halini hatırını sorarak, kimisi ise borçların ödenmesine yardımcı olarak infak edebilir. Ayrıca, evlenemeyen gençlerin yuva kurmalarına destek olmak, istihdam yaratmak suretiyle insanlara geçim sağlamalarına yardımcı olmak da infaktır. İnfak, başta Gazze olmak üzere mazlumlara destek vermek ve onlara zulmeden zalimlere karşı duruşumuzu sürdürmektir.

Aziz Müslümanlar!

Dünyamızda bireyselleşme ve maddiyatın egemen olduğu, mutluluk arayışının tüketimle sınırlı kaldığı bir dönemde yaşıyoruz. Ancak mal ve mülkün gerçek sahibi Yüce Allah'tır. Dünyadaki zaman dilimimiz sona erdiğinde, sahip olduğumuz her şey el değiştirecektir. Dolayısıyla, Ramazan ayını bir fırsat olarak görerek kardeşliğimizi infakla güçlendirebiliriz. Birlik ve beraberliğimizi pekiştiririz. Rabbimize olan bağlılığımızı infakla kuvvetlendiririz. İhtiyaç sahiplerine ve toplumsal birlikteliğin güvencesi olan cami ve diğer müesseselere yapacağımız yardımların, bizler için hem sadaka-i câriye hem de ahiret azığı olacağını unutmamalıyız. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in, “Bir kişi kardeşine yardım ettiğinde, Allah da ona yardımcı olur.” hadisini asla aklımızdan çıkarmayalım.

Kıymetli Müminler!

Önümüzdeki Çarşamba akşamı Kadir Gecesi'ni idrak edeceğiz inşallah. Yüce Allah, Kadir Gecesi'nin önemine dair şöyle buyurmaktadır: “Biz Kur'an'ı, Kadir Gecesi'nde indirdik. Kadir Gecesi'nin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir Gecesi, bin aydan daha hayırlıdır. O gece inen melekler ve Cebrail, Rablerinin izniyle her iş için iner.” Kadir Gecesi'ni bin aydan daha kıymetli kılan Kur'an-ı Kerim, bizlere Yüce Rabbimizi tanıtan ilahi bir kitaptır; varoluşun ve hayatın gerçek amacını öğretmektedir. Hakla batılı, doğruyla yanlışı ayırt eden bir rehberdir. Bütün insanları hak ve gerçeğe davet eden ilahi bir çağrıdır. Bu bağlamda, Kur'an ile olan bağımızı güçlendirmeye, onunla yeniden dirilmeye çalışmalıyız. Hayatımızı Kur'an’ın ölçüleri ve sünnetin rehberliğine göre tanzim etmeliyiz.

Bu vesileyle Kadir Gecenizi şimdiden kutlar ve bu değerli gecenin aziz milletimize, İslam âlemine ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini Yüce Allah’tan dilerim.